• Bu blogu takip etmek ve yeni gönderilerle ilgili bildirimleri e-postayla almak için e-posta adresinizi girin.

    Diğer 1.577 aboneye katılın
  • Kategoriler

  • Popüler Yazılar & Sayfalar

  • Sayfalar

  • Son Yazılar

  • Arşivler

  • Bizi Takip Edin

  • Meta

  • LİSANS

  • Twitter

  • Linkedin

  • Facebook

  • Yerelce

AB GENİŞLEMESİ NEREYE?

AB’nin katı ancak adil bir koşulluluk uygulama taahhüdü söylemde kalıyor. Kibris gibi üye Devletlerin genişleme konusundaki kararlarda geçerli olan oybirliği ilkesini suiistimal edip kendi ulusal çıkarlarını AB platformuna taşıyarak “Avrupalılaştırmaları” yaygın bir uygulama haline gelmiş durumda. Gelinen noktada, AB liderliğinin kısa vadeli çıkarları doğrultusunda hareket etmekten vazgeçip, vizyoner davranarak AB’nin genişleme ajandasındaki Türkiye gibi ülkelere verdikleri taahhütleri yerine getirmeleri önem taşıyor.

***

Okumaya devam et

GERÇEK DEMOKRASİ NASIL TESİS EDİLİR?

“İktidar = iktidara düşkün ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı olmayanlara verilmelidir” ya da maddi çıkar veya her ikisi için (x1; x2) kendilerini allayıp pullayarak oldukları gibi değil; görünmek istedikleri gibi görünen kişiler olabilirler. Peki nasıl kırılabilir bu kısır döngü?

***

Okumaya devam et

Afgan ve Suriyelilere «Farklı» bir bakış : Ağızlara sakız yapılan milliyetçi ve ırkçı kavramlar…

İyi komşu diye bir şey yoktur. Eğer adalet yoksa, iyisini bir kenara bırakın, komşu dahi yoktur. Vardıysa bile, çoktan yandı bitti, kül oldu. Hak ve hukuk eşitliğinin olduğu yerde ne “hoşgörü”ye ne de “merhamet” duymaya ihtiyaç olur. Bu kavramlara dayanarak hiçbir demokratik ve insani düzen kurulamaz. “Ötekileştirme” kavramı üzerinden toplumu düzelteceğini sananların hepsi, ulusu bir dile, tarihe göre tanımlayan gerici milliyetçilerdir. “Çok Kültürlülük” tarihin en büyük yalanıdır. Ama bu kavramları bolca kullananlar bunu bilmezler ve tam da esas sorun olan budur.

***

Okumaya devam et

AB Gelecek Kuşaklarının Güvenliği sağlıyor, Türkiye ne yapıyor?

Yatırım ve reformlar için büyük ölçekli mali destek sunan Kurtarma ve Dayanıklılık Fonunun üye ülkeleri sürdürülebilir bir toparlanmaya daha güçlü bir şekilde hazırlaması bekleniyor. Fon, 31 Aralık 2026‘ya kadar üye ülkelerdeki reformları ve yatırımları finanse edecek.

***

Okumaya devam et

Sorunların çözümü siyasetin düzeltilmesinden geçer de, kim düzeltecek?!

Türkiye yine ekonominin kırılganlığının ve kötü yönetiminin ağır baskısı altında. İktidarın ise çarkı döndürebilmek için kullandığı argümanların en başında vergiler geliyor. Bu halk geçim derdi, işsizlik, yoksulluk, pahalılık gibi şeylerle uğraşıp duruyor bir de bunun üzerine haksız ve adaletsiz fahiş vergileri eklemeyin. Bu duruma yol açan ülkeyi kötü yöneten iktidardır. Tuzu kuru zengin siyasetçilerin halkımızı anlaması ve onu refaha kavuşturması mümkün değildir Peki ne yapmak gerekiyor?

***

Okumaya devam et

«İhanet Odakları» için GPS mi gerekiyor yoksa?

Ülkemizin su kaynakları kısıtlı… Dünyada iklim değişiklikleri ve kuraklık önümüzde duruyor. Ya biz ne yapıyoruz? Ancak su için savaşlar başlayınca veya bir damla suya muhtaç olunca suyun değerini anlayacağız… Günlerdir orman yangınları ile uğraşıyoruz. Bu beklenmedik bir şey mi? Politikacıların öngörüsüzlüğü ile seçmenlerin bıçak yalaması değildir de nedir bu?

***

Okumaya devam et

Bu yargıya yapılır mı hiç?

***

Okumaya devam et

«İş bilenin kılıç kuşananın iktidarı» ÇÖKER Mİ hiç?

Hangi ülkede olursa olsun, toplumları “ne oluyor?” diye ayağa kaldırması gereken yolsuzluklar oluyor ama bizde nedense tuhaf bir sessizlik bulunmakta. emeksiz ve zahmetsiz bedavadan para kazanmak istemeleri de çok düşündürücü değil mi sizce?

***

Okumaya devam et

«Kurtarıcı» Erdoğan!

“Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi” denilen ve Siyaset Biliminde adı sanı olmayan bir sistem Türkiye’ye taşındı ve bundan sonrasında, ne halde olduğumuz konusu bilinç düzeyine bir türlü çıkmaz oldu! 180 Yıllık Parlamenter Sistemi sildik, Recep Tayyip Erdoğanı “Reedemer” yaptık

***

Okumaya devam et

«Ehven-i Şer İktidarı»na Tamam değil, Devam…

Türk Milleti onca yaşamsal soruna ve kötü gidişata rağmen iktidardan vazgeçmemekte ve muhalefetinde ülkeyi yönetebileceğine inanmamaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri iktidar ve muhalefetin birbirine çok benzer olmalarıdır. Hal böyle olunca Türk Milleti kötülerin içinden menfaatine en uygun olanını tercih etmektedir. “Kara Düzen” de kontrolünde olan siyasi partileri, ittifaklar eli ile oynatmakta işine geleni halka seçtirtmektedir. Ne yapılabilir?

***

Okumaya devam et