• Bu blogu takip etmek ve yeni gönderilerle ilgili bildirimleri e-postayla almak için e-posta adresinizi girin.

    Diğer 1.577 aboneye katılın
  • Kategoriler

  • Popüler Yazılar & Sayfalar

  • Sayfalar

  • Son Yazılar

  • Arşivler

  • Bizi Takip Edin

  • Meta

  • LİSANS

  • Twitter

  • Linkedin

  • Facebook

  • Yerelce

AB – Türkiye İlişkileri : Çevir kazı yanmasın!

Devir bu devir…

 

sağcıyla sağcı
solcuyla solcu
çevir kazı yanmasın
çevir de çevir
devrim istiyorsanız devrim yapalım
rüzgar nerden esiyor
ona bakalım
darbe olsun derseniz
darbe yapalım
rüzgar nerden esiyor ona bakalım
çevir kazı yanmasın
devir bu devir
sağcıların günüyse sağcı olalım
rüzgar nerden esiyor ona bakalım
solcuların günüyse solcu olalım
rüzgar nerden esiyor ona bakalım Timur Selçuk – Dönek Türküsü

kaz_cevirmeBalcının bal tası var
oduncunun baltası var
Öyle de olur
böyle de olur
Avcı vurur turnayı
biz çalarız zurnayı
Öyle de olur
böyle de olur
Canı kaymak isteyen
cebinde manda taşır
Bulguru yağı bulan
çorbasın kaynatır
Ya bulamayan gariban
omzunu oynatır
Acıhda bağa vir
biraz da oğa vir
Çevir kazı yanmasın
aman “millet” uyanmasın
Barış Manço – Çevir kazı yanmasın

 

Keeping Turkey’s EU perspective alive is valuable for both the EU and Turkey

***

AB DIŞİŞLERİ BAKANLARI MÜZAKERELERİ KESME KARARI ALMADI AMA YENİ FASILLAR AÇILMAYACAK

ayhan_zeytinoglu

Ayhan Zeytinoğlu

Yarın yapılacak AB Konseyi Zirvesi [European Council, 15/12/2016] öncesinde dün bir araya gelen Genel İşler Konseyi toplantısında Avrupa Parlamentosu’nun müzakerelerin geçici olarak askıya alınması yönündeki tavsiye kararı benimsenmedi. Sonuç bildirisinde, [Enlargement] Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması yönünde bir karar yer almıyor.Bu yönde bir kararın çıkmaması olumlu bir gelişme. Ancak, AB Dışişleri Bakanlarından oluşan Genel İşler Konseyi toplantısında, Türkiye ile müzakerelerde yeni fasıllar [Katılım Müzakereleri] açılmayacağı da anlaşıldı. Bu durumun müzakerelerde fiili bir duraklama anlamına gelmektedir. Bildiride; Türkiye ile son faslın 30 Haziranda açıldığı ve yeni fasıllarının açılmasının düşünülmediği belirtiliyor. Bu da resmi bir dondurma kararı olmasa da, aksi yönde bir karar alınana kadar müzakerelerde bir ilerleme olmayacağı ve fiili bir duraklama yaşayacağımız anlamına geliyor.

Yaklaşık 10 yıldır devam eden müzakere sürecinde AB Konseyi’nin 2006 yılında aldığı karar uyarınca 8 fasıl açılamıyor ve hiçbir fasıl da geçici olarak kapatılamıyordu. Buna Güney Kıbrıs Yönetimi’nin 2009 yılında tek taraflı olarak açılmasını engellediği 6 fasıl da eklendiğinde müzakerelerde açılabilecek fasıl sayısı son derece azalmıştı. Önümüzde herhangi bir şekilde bloke edilmeyen 3 fasıl var. Dün alınan kararla artık yeni bir fasıl açmamın mümkün olamayacağını ortaya koyuyor. Güney Kıbrıs’ın blokajlarına Avusturya da açık bir şekilde eklendi. Bunun yanında Hollanda gibi bazı üye devletlerin de karşı olduğu görülüyor. Kısa bir süre önce, Almanya Başbakanı Angela Merkel de müzakerelerin askıya alınmasını desteklemediğini ancak yeni fasılların açılmasına karşı olduğunu belirtmişti. Bu koşullar altında müzakerelerin yeniden canlandırılabilmesi için Türkiye ve AB ilişkilerinde yeni bir ivmeye ihtiyaç var.

AB TERÖRE KARŞI KINAMA MESAJI YAYIMLAMANIN ÖTESİNDE, MÜZAKERELERİ HIZLANDIRARAK TÜRKİYE’YE ASIL DESTEĞİNİ VEREBİLİR

Türkiye’nin AB ile müzakerelerde önerdiği yargı ve temel haklar ile ilgili 23’üncü Fasıl [kapsam] ile adalet, özgürlük ve güvenlikle ilgili 24’üncü Faslın [kapsam] açılması da mümkün olamayacak. Bu ve diğer bloke edilen fasılların açılabilmesi için Kıbrıs müzakerelerinden olumlu bir sonucun etkili olacağını düşünüyorduk. Ancak mevcut durumda 2017 içinde Kıbrıs’ta bir çözüm sağlansa dahi, Avusturya tek başına veya diğer bazı Üye Devletler ile birlikte fasılların açılmasını engelleyecektir.

Türkiye’de siyasi ortamın düzelmesi, olağanüstü halin sona ermesi, güvenlik ortamının iyileşmesi gibi gelişmelere bağlı olarak, müzakerelerde bir ivmenin yaratılabileceğini değerlendirebiliriz. Öte yandan, 2017’nin Fransa ve Almanya’da seçim yılı olması ve Avusturya, Hollanda ve Fransa gibi Üye Devletlerde aşırı sağın yükselişi Türkiye’ye yönelik yeni bir perspektifin ortaya çıkmasını da zora sokuyor.

Türkiye son derece çetrefilli sorunlarla karşı karşıyadır. İçerde FETÖ tehdidi ve PKK terörünün dışında, Suriye’deki ve Irak’taki savaş, 3 milyonu aşan mülteci, ekonomik sorunlar ve tüm bunların ortasında anayasa değişikliği süreci gibi çeşitli meseleler gündemi işgal ediyor. Türkiye’yi tehdit eden birçok sorun Avrupa’nın da temel meselelerini oluşturuyor. Terör, güvenlik tehditleri, mülteci akını gibi birçok meselenin çözümünde Türkiye olmadan Avrupa’nın etkili olabilmesi çok zor. AB ´Türkiye ne olursa olsun, bizi ilgilendirmiyor’ diyemez. Türkiye’nin terörle mücadelesine destek vermeli ve Türkiye demokrasisisin güçlenmesine katkı sağlamalı. Aksi takdirde, Türkiye’nin bu sorunlar karşısında yenik düşmesi AB’yi de doğrudan etkileyecektir. AB’nin Türkiye’ye verebileceği en güçlü destek müzakerelerin durdurulması değil, bilakis hızlandırılması [Son durum] suretiyle sağlanabilir.

Bir Yanıt

  1. C.Başkanımız Sayın RTE ve AKP’nin tek derdi;RTE’yi ne yaparız da başkan yaparız derdinde.AB Mülktesabatının geldiği nokta Yalova Kaymakamı ile aynı düzeyde…

    Beğen

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.