• Bu blogu takip etmek ve yeni gönderilerle ilgili bildirimleri e-postayla almak için e-posta adresinizi girin.

    Diğer 1.577 aboneye katılın
  • Kategoriler

  • Popüler Yazılar & Sayfalar

  • Sayfalar

  • Son Yazılar

  • Arşivler

  • Bizi Takip Edin

  • Meta

  • LİSANS

  • Twitter

  • Linkedin

  • Facebook

  • Yerelce

AB Brüksel’de Ankara’ya «Jest» Yapmadı «Yükümlüğü»nü Tazeledi…

Asıl Sorunlar Askıda ve Adım Atması Gereken Taraf Türkiye!

Müzakere sürecinin durma noktasında olduğu, yeni fasılların açılmasının veya gümrük birliği güncellemesinin başlatılmasının düşünülmediği belirtilirken, Türkiye’nin yeni hükümetinin ilk işlerinden biri de AB ile ilişkileri düzeltici adımları atması olmalı.

***

YENİ HÜKÜMETİN İLK İCRAATI AB İÇİN ADIM ATMAK OLMALI

ayhan_zeytinoglu

Ayhan Zeytinoğlu

AB Liderler Zirvesi öncesinde hummalı bir trafik yaşanıyor. 26 Haziran’da toplanan Dış işleri Bakanları AB’nin genişlemesine yönelik kararlar aldılar. Makedonya ve Arnavutluk ile gerekli reformların tamamlanmasına bağlı olarak Haziran 2019’da üyelik müzakerelerinin başlatılmasına karar verilirken, Türkiye’nin de aday ülke ve kilit bir ortak olduğu teyit edildi. AB’nin 2020’li yıllardaki yapısını kararlaştırdığı bugünlerde, Türkiye’nin AB gündeminden düşmemesi için acilen adım atması gerekiyor.

AB sürecinin canlandırılması

AB bugünlerde önemli bir yol ayrımından geçiyor. Bir yandan göç ve iltica konusunda Üye Devletler arasında bir çekişme var. Diğer yandan, Brexit sonrası AB’nin nasıl bir şekil alacağına yönelik reform çabaları hız kazanıyor. Bunun yanında, AB Batı Balkan ülkelerine yönelik üyelik perspektifini de güçlendirdi. Özellikle Sırbistan ve Karadağ için 2025 tarihi telaffuz ediliyor. Arnavutluk ve Makedonya için ise Haziran 2019’da üyelik müzakerelerinin başlaması söz konusu. Yani AB yol alıyor. Türkiye’nin de AB üyelik perspektifini devam ettirmek için daha fazla zaman kaybetmeden süreci canlandırmaya yönelik adımlar atması gerek.

Genel İşler Konseyi toplantısı sonuçları

Genişleme gündemi ile toplanan Genel İşler Konseyi sonuç bildirisinde, Türkiye’ye de geniş yer ayrıldı. Türkiye ile ilişkilerin devamı ve göç, güvenlik ve terörle mücadele gibi konularda işbirliğinin güçlendirilmesinin üzerinde duruldu. Ancak bunun yanında, müzakere sürecinin durma noktasında olduğu, yeni fasılların açılmasının veya gümrük birliği güncellemesinin başlatılmasının düşünülmediği belirtiliyor. AB bu konudaki tavrını 2016 sonundan beri sürdürüyor.

İKV olarak biz de AB ülkelerinde yaptığımız toplantılarda ve Brüksel’deki temaslarımızda, AB’nin Türkiye’ye yönelik olarak inandırıcı bir perspektif sunmamasının ilişkileri bu noktaya getirdiğini her fırsatta belirtiyoruz. AB ile ilişkilerdeki bu kilitlenmeyi açmak için Türkiye’nin de adım atması gerekiyor. Ülkemizin karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarının bilincindeyiz. Halktan güçlü bir yetki alan Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki yeni hükümetin bir an önce AB sürecinin canlandırılması için gerekli adımları atmasını ümit ediyoruz. OHAL’in sona ermesini ve gerek ekonomik gerekse siyasi alanda reform ve iyileştirmelerin hızla gündeme getirilmesini temenni ediyoruz.

Gümrük Birliği güncellemesinin başlatılmaması

Türkiye’nin 1996 yılından beri yürüttüğü gümrük birliğinin güncellenmesi ve modernizasyonu aciliyetle ele alınması gereken bir konu. Bununla ilgili olarak, AB siyasi koşulluluk uyguluyor ve sürecin başlatılması için Konsey tarafından, Komisyon’a yetki verilmiyor. Bu konudaki müzakerelerin açılsa bile, bir iki yıl süreceği dikkate alınırsa, daha fazla vakit kaybetmeden hemen başlanması gerek. Gümrük birliği ilişkisinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi ve tarım ürünleri ile hizmetler gibi yeni alanlara genişletilmesi için bu şart. Sadece Türkiye’nin değil, AB şirketlerinin de bu süreçten kazanımları olacak. Ayrıca ilişkilerin pozitif bir ajanda üzerinden ilerlemesi için de gümrük birliği modernizasyonu bir ivme yaratacak. AB’den bu süreci Türkiye’ye karşı bir yaptırım aracı olarak kullanmak yerine, bir an önce başlatmasını bekliyoruz.

Bir Yanıt

  1. Çok ilginç ve öngörüde bulunma olanağı vermeyen bir süreç yaşıyor Türkiye.Gümrük Birliğinin güncellenmesinden henüz neleri kapsadığı bilinmezken ;

     ”AB siyasi koşulluluk uyguluyor ve sürecin başlatılması için Konsey tarafından, Komisyon’a yetki verilmiyor.”
    Bu gerçek ortadayken,AB’nin olmazsa olmaz kabul ettiği “siyasi koşulluktan” istediği şeyin artık Papua Yeni Ginedeki sıradan kişiler biliyor.Demokrasi,Kuvvetler ayrılığı,Bu bağlamda Yargı tarafsız ve bağımsızlığı,Hukukun üstünlüğü….

    Peki Türkiye gerçeği nedir? Neo-Osmanlı Devleti ve Zilullah Reis olmak.

    Beğen

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.